Çilingir Sofrası Terimi Nereden Gelir?
Rakı içmek isteyenlerin eksiksiz bir sofra kurmaları gayet normal karşılanacaktır. Rakının tek başına içilemeyeceği ve yanında eşsiz lezzetleri barındıracağı da son derecede önemli olan bir yapıdadır. Ayrıca kişilerin alkol alırken göze hitap etmesi konusunda da bu sofralar oldukça önem teşkil etmektedir. Genel olarak deyim yerindeyse kuş sütünün dahi olduğu bu sofralar çilingir sofrası olarak tanımlanmaktadır. Ancak bu terimin nereden geldiği de son derecede merak konusu olan bir haldedir. Çilingir sofrasının adının nereden geldiğine dair farklı rivayetler hep ortaya çıkacaktır. Ancak yaygın olarak iki farklı söylem bu terim hakkında öne çıkmaktadır.
Çilingir sofrası kurmak yöreden yöreye göre fark edecektir. Ege ve Akdeniz mutfağında daha çok zeytinyağlılar ve sebzeler ağırlık göstermektedir. Ancak Karadeniz genelinde daha balık ağırlıklı ve mısır ekmeği kokan sofraların kurulması normal olmaktadır. Anadolu genelinde de sarmalar ve et yemekleri ön plandadır. Her nerede olursa olsun çilingir sofrası içerisinde çeşit çeşit yemekler yer alacaktır. Herkesin gözünün doyacağı ve damak zevkine hitap edeceği tatları bulacağı bir halde hazırlanması da oldukça önemli olan bir konudur. Çilingir sofralarına dair bu şekilde bir görsel şöleni ortaya koymayı herkes ister. Bu yüzden bu sofraların hazırlanması da ciddi bir zahmet gerektiren konular arasında yer alacaktır. Ayrıca çilingir sofrasına dair rivayetler de mutlaka bu sofralarda konuşulan konular arasında olacaktır.
Çeşnigir Hikayesi
Osmanlı saraylarında her tür yemeğin ayrı bir kalfası olurdu. Mutfağın oldukça kalabalık olmasına bağlı olarak farklı lezzetler saray erkanının sofrasındaki yerini alırdı. Ancak bu lezzetlerin tadımcısı da mutlaka bu kadro içerisinde yerini alırdı. Pişen yemeklerin saray matbahından getirilmesiyle beraber padişah direkt olarak dokunmazdı. İlk olarak çeşnigir ya da çeşnicibaşı olarak bilinen kişiler yemeklerin tadımını gerçekleştirirdi. Yemeklerin lezzet durumunun yanı sıra içeriğinde herhangi bir zehrin olup olmadığını kontrol yetkisine sahipti.
Çeşnigirlerin yemekleri küçük bir tepsi içerisinde tadımlık olacak şekilde hazırlanırdı. Bu küçük porsiyonlara da çeşnigir sofrası adı verilmiştir. Çeşnigir kavramı da zaman içerisinde çilingir halini almıştır.
Çilingir Sofrası Kavramı Moğollara Kadar Uzanır
Çilingir sofrasına dair diğer bir rivayet de Moğollar ile ilişkilidir. Moğollar döneminde belirli zamanlarda yapılan törenlerde oldukça büyük sofralar kurulurmuş. Büyüklüğü ve farklı lezzetleri barındırması açısından oldukça büyük olan bu ziyafetler dilden dile dolaşırmış. Ayrıca bu sofralara zamanında “Şelangar” adı verilmiştir. Farsça bir kelime olan Şelangar, zaman içerisinde değişime uğramıştır. Günümüzde çilingir olarak anılmaya başlamıştır.
Çoğu kişi çilingir sofrası söyleminin bu iki rivayetle bir alakası olmadığını ifade eder. Günümüze kullanılan bir deyim olduğunu yinelemekten geri kalmazlar. Yeni zamanlara ait olan bu deyimin manası da oldukça basittir. İçkili ve meze barındıran sofralar için kullanılmaktadır. İçilecek olan içkiye bağlı olarak yemekleri ve mezeleri barındıran sofralar olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca lüksten ve çeşitlilikten uzak olan alkollü sofralara da çilingir sofrası denirmiş.
Her Sofra Çilingir Olamaz
Bazı kişilere göre bir sofraya çilingir yakıştırması yapmak için tek bir şart vardır. Bu sofraların ortaya çıkması için herhangi bir içki olmamalıdır. Sofrada rakı olması durumunda o masanın çilingir sofrası olması mümkün olacağından bahsedilmektedir. Ayrıca rakının yanında küçük tabaklar halinde çeşit çeşit mezelere yer vermek de çilingir sofrasının en temel özelliği olduğu yönündedir. Ancak bu şekilde çilingir sofrası teriminin kullanıma uygun olacağı belirtilen bir detay olarak her zaman öne çıkacak şekildedir.